JACK LONDON/ BEYAZ DİŞ
'Yaradılışında, şimdiye kadar keşfedilmemiş derinlikler vardı'
Bir kitabın klasik olabilmesinin ne demek olduğunu bir kez daha anladığım bir kitap; Beyaz Diş... Kitap da tek bir kurt hikayesi gibi görünse de, aslında bunun sadece görünen yüzü olduğunu, verilmek istenen mesajların çok daha anlamlı olduğu görülmektedir..
Kahramanımızın doğuşundan, kendini yavaş yavaş keşfetmeye başladığı zamanlarda aslında tek bir şeyi çok iyi biliyordu , "Issız diyar hareketi sevmez, hayat buna karşıdır, çünkü hayat hareket demektir" Daha yaşamının ilk evresinde bunu net bir şekilde biliyordu, bu da içimizi dinlediğimiz ve harekete geçtiğimizde aslında çoğu şeyin bize öğretilmeden içimizde ki derinliklerde olduğunu bir kez daha net bir şekilde anlıyoruz. Bize bahşedici olan verilen öğreticilerimizin bize yolumuzu daha net(belki de daha zorlu) gösteren bir ışık olarak görülmesi gerektiğini, hayatın malzemesi olan kalıtımın hamura benzetildiğini ve ona belli bir şekil verenin ise çevre olduğunu görüyoruz. Sevgiyle büyütülen bir bebeğin hayata bakışıyla, toplumdan dışlanarak sevgisiz büyüyen de bunun tam aksine bencil ve hırçın olması da yine onun hamurunun o şekilde yoğurulmasındadır. İlk sahiplerin de toplumsal ve vahşi hayatta kendini ispatlamaya çalışması, ikinci sahibinde itaat etmenin, güdülerini sonuna kadar beslediği ve tamamen daha bencil olabildiğini görülürken son sahibinde bu zamana kadar yaşadığı bütün olayların tersine sevgiyle, güdülerine hakim olabilmeyi, kabul görmeyi, kabul edilmeyi öğrendiği mücadeleler o kadar güzel işlenirken, kitap bir soluk da bitiveriyor...
Yorumlar
Yorum Gönder