Fırtına da meşe kadar sert olmak yerine, fırtınaya uyum sağlayarak eğilen ve hayatına devam eden saz gibi olun..

                                   
  Başarının 7 Spiritüel Yasası/ Deepak Chopra 
 Yaşamın yedi spiritüel yasası da denebilir;
  1.  Başarı, mutluluğun artarak devamı ve hayatta daha değerli amaçları fark ederek ilerleme ve gelişme diye tanımlanabilir. 'Başarı, istek ve arzuların kolaylıkla gerçekleştirme yeteneğidir.'
  2.  Güzel şeylerin bize bolluk ve bereket içinde akması için, başarı ve zenginlik için daha spiritüel bir yaklaşıma ihtiyacımız var.
  3. Spiritüel kuralları öğrenip uyguladığımızda doğayla uyumlu bir hale gelir ve herhangi bir endişemiz olmadan isteklerimizi keyif ve sevgiyle gerçekleştiririz.
  4. Başarının birçok yönü vardır. Maddi zenginlik bunun bir parçası ve bu yolculuğun en keyifli hale getiren unsurlardan biridir. 
  5. Başarı bir varış noktası değil, bir yolculuktur.
  6. Başarı, aynı zamanda sağlık ve enerjik bir bedene sahip olmak; hayattan zevk almaktır. İlişkileri dolu dolu yaşamak; özgürlük; duygusal ve ruhsal denge ve iyi-huzurlu olmayı da kapsar.
  7. Gerçekte hepimiz ortaya çıkmamış birer ilahi gücüz. İçimizde cenin halindeki tanrı ve tanrıçalar fiziksel olarak doyma arayışındadırlar. Gerçek doğal içimizdeki tanrıyı dışarı çıkarmaktır. Her şeyde, her yerde ( bir çocuğun gözünde, bir çiçekte, bir kuşun uçuşunda) tanrı vardır. Hayatımızı tanrının mucizesi olarak yaşamaya başladığımız zaman başarının gerçek anlamını öğreneceğiz. 'Ruh, zihin, beden tanrının kendini fark ettiği şüreçlerdir.' 
    Dikkatinizi bu yasalara yoğunlaştırır ve uygularsanız istediğiniz herşeyi, zenginliği, para ve başarıyı oluşturacağınızı göreceksiniz. Hayatınızın her yönden daha mutlu, keyifli, bolluk içinde olduğunu ve bu yasaların yaşamaya değerli kılan spiritüel yasalar olduğunu anlayacaksınız.

                                                                            İçsel Güç Yasası
    İçsel güç, doğmayı bekleyen sınırsız gücü dünyaya getirmenin yolları arar. Bu yasa; 'gerçek halimiz, saf bilincimizle buradayız' hakikatına dayanır. Sağ bilinç doğmayı bekleyen içsel gücümüzdür. Sınırsız olanlar ve sonsuz yaratıcılıktır. İçsel güç spiritüel temelimizdir. İçsel güç, sonsuz ve sınırsız olmak, sonsuz çoşku duymaktır. 
    Gerçek doğanızı keşfettiğinizde herşeyi gerçekleştirebilme yeteneğinizi keşfedeceksiniz, çünkü siz şu an ve gelecek için  sonsuz bir güç ve sınırsız olanaklara sahipsiniz.                                                            İçsel güç yasasını yaşamımıza nasıl  uygulayabiliriz;
  • Öncelikle bu alana girebilmelisiniz ki böylece içimizdeki gücün sınırsız alanından faydalanır, saf bilincimizde yatan yaratıcılığınızı tamamen kullanırsınız. Bu alana girmenin yollarından biri her gün biraz kendi dinginliğinizle baş başa kalmak (sessizliği deneyimlemek) ve hiç bir şeyi yargılamamaktır. 
  • Dinginliği deneyimlemek belli aralıklarla konuşma aktivitesinden uzaklaşmak demektir. (Kitap, müzik gibi..)     
  • Eğer kendimize dinginliğimizi yaşama fırsatı vermezsek, iç diyaloglarımızda çalkantı olur. Ara sıra kendi dinginliğimizi deneyimlemek için kısa zamanlar yaratın ve belli bölümlerde sessiz kalmak için zaman ayırın. Dinginliğe ulaştığınızda iç diyaloglar azalır. Zihin sakinleşir. İç diyaloglar sustuğunda içimizdeki gücün sınırsız alanında sessizlik başlar. Bunun için dinginliği deneyimlemek içsel güç yasasını yaşamaya başlarız. 
  • Sessizlik arzularımızın tezahür edebilmesi için ilk gerçeklik; sessizlik sizinle sınırsız içsel güç alanınız arasında bir bağ kurar. İkinci yol; içsel gücün sınırsız alanını deneyimlerken yargılamamak.  Sürekli yargılamayı, o her şeyi iyi- kötü; doğru- yanlış şeklinde değerlendirirsek iç diyaloglarımızda çalkantıyı arttırırız. Bu çalkantılar sınırsız içsel güç alanı ile sizin aranızda ki enerji akışı azalır. "Yargılamamak zihinde dinginliği sağlar." 
  • Diğer bir unsur; doğayla iç içe olmak. Doğada zaman geçirmek kusursuz işleyen düzen ile kurulan bağ, sınırsız içsel güç alanına girmeye yardımcı olur. 
  • Tüm ilişkiler aslında kendimizle olan ilişkimizin birer yansımasıdır. Gerçek doğanızla temasınız artıkça yaratıcı düşüncelerinizde artacaktır. Çünkü sınırsız içsel güç alanı aynı zamanda sonsuz yaratıcı ve sağ bilgi demektir.
  • Hareket ve faaliyet içinde bulunduğunuz her yerde dinginliğinizi içinizde taşıyın. Böylece etraftaki kaos yaratıcılığınıza engel olmayacaktır.  
    İçsel Gücün uygulanışı;
  1. Kendi dinginliğinizle baş başa kal ve meditasyon yap.
  2. Bir süre, yaşayan herkesten uzakta doğayla sessizce zaman geçirmek.
  3. Yargılamadan yaşayacağım. Yargılamadan bir kaç saat  geçireceğim.
                                                                     Alma- Verme Yasası
    Başarının 2. spiritüel yasası alma- verme yasasıdır.
    Evren dinamik değiş- tokuş içinde hareket eder. Bedenimiz evrenin bedeniyle dinamik ve devamlı bir alışveriş içindedir. Zihnimiz evrenin zihniyle sürekli ve dinamik bir ilişki kurar.
    Hayatımızın akışı bizi oluşturan unsurlarla ve güçlüklerle kurulan bir ilişkiden başka bir şey değildir. Hayatımızdaki element ve güçle arasındaki bu uyumlu etkileşim alma verme yasasıdır. Bedenimiz ve zihnimiz evrenle devamlı ve dinamik bir alış veriş içindedir. Bu enerji dolaşımını engellemek damarlarınızdaki kanın dolaşımını engellemek gibidir. 
    Kan dolaşımınız durduğunda kanda pıhtı oluşturduğu gibi, hayatımızda bolluk ve bereket yaratmak isteklerimizi gerçekleştirmek için hem almalı hemde vermeliyiz. Örneğin; parada bir hayat enerjisidir. Bu enerjinin bize devamlı olarak geri dönüşünü sağlayabilmek için dolaşımına izin vermeliyiz. Para da nehir gibi akmalıdır.
     Her ilişki bir alma verme ilişkisidir. Verme almayı, almak da vermeyi doğurur. Gerçekte vermek, almak ile aynıdır. Vermek ve almak evrendeki enerji akışını engellersek, evrenin ilahi zekasına müdahale etmiş oluruz. Ne kadar çok verirseniz o kadar çok alırsınız. Çünkü evrendeki bolluk ve bereketin devamını ve hayatımıza akmasını sağlarsınız. En önemli nokta bir şeyi alırken veya verirken niyetinizdir. Eğer verme eylemi ile bir şey kaybetmiş hissediyorsanız verdiğiniz hediye gerçekten verilmiş olmaz. Bu nedenle herhangi bir şey artmaz. İstemeyerek vermenin arkasında bir enerji olmaz. 
    Niyetiniz her zaman alan ve veren için mutluluk yaratmak olmalıdır. Verdiğiniz şeyin karşılığı bunu ne kadar koşulsuz ve kalpten yaptığınızla doğru orantılıdır. Alma ve verme yasasının uygulanması şöyledir; sevgi için sevgi; ilgi ve takdir için ilgi ve takdir; bolluk ve bereket içinde bir hayat için, başkalarının zenginliğine yardım etmeyi öğrenmelisiniz. İsteklerinize ulaşmanın en kolay yolu, başkalarının isteklerine ulaşmasına yardımcı olmaktır. 
    Güzel şeylerle lütuflanmak istiyorsanız herkesi bu güzelliklerle sessizce lütuflandırmayı öğrenmeliyiz. Bedenimiz kendi öz haline indirgendiğinde, enerji ve bilgi evreninde, şu anda var olan birer bilinç demetiyiz. Bizler düşünen bir evrende düşünce demetleriyiz. Düşünce ise dönüştürme gücü vardır. Alma verme yasasını uygulamanın, tüm bu dolaşım sürecine başlamanın en iyi yolu, birileriyle bağlantı kurduğunuzda her an ona bir şey vermeye karar vermektir. Bu verme maddi değerde olmak zorunda değildir. Aslında vermenin en güçlü şekli maddi olmayandır. Yardım etmek, takdir, sevgi göstermek en değerli hediyelerdir. Karşılaştığınız birine sessizce ona minnetinizi sunun; mutlu, sağlıklı, neşeli olmasını dileyin. Sessizce vermek en güçlüsüdür. Verdiğiniz sürece alacaksınız. Ne kadar çok verirseniz bu yasaya ve yarattığı mucizelere güven artar.
    Gerçek doğamızda bolluk ve bereket vardır. Doğal olarak zenginiz...Bu zenginlik az ya da çok para ile ilgili değildir. Doğuştan zengin olduğumuz aklımızdan çıkmaması gereken en önemli şeydir. Çünkü bütün zenginliğin kaynağı içsel gücünüzdür; 
Bir şeyi ilk olarak kendiniz için değil, başkaları için istediğinizde, diğer tüm şeyler kendiliğinden size akacaktır. 

                                                    Alma- Verme Yasasının Uygulanışı
  1.  Temas kurduğum herkese birşey vereceğim, kendi hayatımla diğer hayatlarında mutluluk ve zenginliğin doğmasına katkıda bulunacağım.
  2. Hayatın bana sunduğu tüm hediyeleri minnet ve şükranla kabul edeceğim. Doğanın hediyelerini (gün ışığı, kuş sesleri, kar, yağmur) kabul edeceğim. Ayrıca diğer insanlardan almaya açık olacağım. 
  3. Sevgi, takdir, ilgi gibi hayatın en değerli hediyelerini vererek ve kabul ederek zengin zenginliğin, bolluk ve bereketin dolaşımına kendimi adayacağım. Herkese sessizce mutluluk, sağlık ve neşe dileyeceğim.
                                                        Sebep- Sonuç Yasası ( Karma Yasası)
  
      Her eylem bir şekilde kendine geri dönen benzer bir enerji gücü yaratır. 'Ne ekersen onu biçersin.' Başkalarına mutluluk ve başarı getirecek bir eylem ekersek, kendi karmamızın meyveleri de mutluluk ve başarı olur. 
    Sebep ve sonuç eş zamanlıdır. Karma hem eylem hem de o eylemin sonucudur. Çünkü her eylem kendisine geri dönen benzer bir ilişki yaratır. Karma bilinçli seçimlerimizin geri dönüşümüdür. Varoluşumuzun her anında, sonsuz seçenekle dolu imkanlar denizinde yüzüyoruz. Karma Yasasından en iyi şekilde yararlanabilmek için seçimlerimizi her an  bilmeli ve farkında olarak yapmak gerekir. Hoşumuza gitse de gitmese de şu an olan her şey geçmişteki seçimlerimizin sonucudur. Birçoğumuz bu seçimleri farkında olmadan yaparız. Sonuç seçimler yapabilecek olmamıza rağmen dış etkenler tarafından tetiklendiğimizde şartlanmış refleksle alışılmış bir davranış biçiminde hareket ederiz. Geçmişteki şartlanmalarımızdan dolayı bir uyarıcıya tekrarlanan ve tahmin edilebilir tepkiler veririz. Aslında bu seçimler tamamen bizim elimizdedir. Ama bu seçimleri farkında olmadan yaparız. Seçimlerimizi dışardan tanıklık ederek, bir an durup geri çekilip yaparsak bu süreci bilinçli bir dünyaya taşırız. Bilinçli seçim yapma ve tanıklık etme çok güçlü bir yöntemdir. Herhangi bir seçim yaptığımızda kendimize 2 soru sormalıyız;
  1. Bu seçimin sonuçları nedir?
  2. Şu an yaptığım seçim bana ve etrafıma mutluluk getirecek mi?
Evet ise devam, hayır ise yapmayın!
    Sınırsız seçimler denizinde sizi ve etrafınızı mutlu edecek tek bir seçim vardır. Siz onu seçerseniz 'doğum eylemi' kendiliğinden oluşur. Doğum eylemi, kendiliğinden oluşur ve doğru anda gerçekleşir. 
    Doğru seçimler yapmanıza yardımcı olmak için evrenin çok ilginç bir mekanizması vardır: bu mekanizma bedenimiz de 2 çeşit duyu deneyimlenir. Biri rahatlık diğerleri huzurluk ve tedirginliktir. Beden rahatlık veriyorsa, uygun bir seçim; tedirginse uygun değil. Kalp fiziksel ya da duygusal bir tepki verir. Kalbin kazanma ya da kaybetme derdi yoktur. Kozmik bir bilgisayar gibidir. Belleği sınırsız içsel güç, saf bilgi, sonsuz planlama yetersizdir. 
    Karma yasasını para kazanmak, zenginlik yaratmak ve tüm iyi şeylerin istediğiniz zaman size alınması için kullanabiliriz. Öncelikle geleceğinizin şu an ve her an yapmakta olduğunuz seçimlerle oluştuğunun farkına varmalısınız. Bu farkındalığı sürekli olarak yaşamaya başladığınızda işte o zaman karma yasasını uygulamaya başlamışsınız demektir. Yaptığınız seçimlerin ne kadar çok farkında olursanız, o kadar spontene ve doğru seçimler yapabilirsiniz.

                                                  Sebep- Sonuç Yasasının Uygulanışı
  1.  Yaptığım her şeçime tanıklık edeceğim. Bu seçimler bilmeli ve farkında olacak yapacağım.
  2.  Bir seçim yaptığımda kendime 2 soru soracağım: 
    1.  Bu seçimin sonuçları nelerdir?
    2.  Bu seçim bana ve etrafımdakilere mutluluk ve doygunluk getirecek mi?
  3. Kalbimden bana rehberlik etmesini isteyeceğim. Seçiminiz hakkında rahat hissetmiyorsa devam; huzursuz hissettiriyorsa duracağım. Gelecekte ki herhangi bir ana hazırlanmak için şimdiyi farkında olarak yaşayacağım.
                                                                  En  Az Çaba Yasası 
  
      Bu yasa, doğanın mükemmel zekası sorunsuz, çabasız ve kolaylıkla işler ve gerçeğe dayanır. Bu da en az çaba ve dirençsizlik presibidir. Yani uyum ve sevgi ilkesidir. 
     Doğada ki çimen büyümek için çabalamaz, sadece büyür, balık yüzmek için çabalamaz, kuş uçar.. Bu olay gerçek doğasıdır. Bebeklerin sebepsiz mutlulukları anlamın doğasındadır. Güneşin parlaması doğasındadır. Ve hayalleri çaba harcamadan kolaylıkla gerçekleştirmek de insan doğasıdır. Doğanın mükemmel işleyen zekası herhangi bir çaba harcamadan , herhangi bir uyuşmazlık olmadan kendiliğinden işler. Mantığa değil, sevgiye dayalıdır. Bütünleyici ve besleyicidir. Doğa ile uyum içinde olduğunuzda kendi içinizde ki bilgelikle hareket ettiğinizde en az çaba yasasına uyuyorsunuz demektir. Peki nasıl olacak bu az çaba yasası?
Eylemlerinizin temeli sevgi olduğunda, yaşam için harcadığımız çaba da en az olacaktır Doğayı sevginin enerjisi bir arada tutar. İnsanların üstünde güç ve kontrol kurmaya çalıştığınızda enerjinizi boşa harcanır. 
    Para kazanmayı sadece kendi ihtiyaçlarınız için istediğinizde size akan enerjiyi kesip atar ve doğanın mükemmel zekasının işleyişine engel olursunuz. Eylemlerinizin ve motivasyonunuzun sevgi olduğunda, hiçbir enerji boşa harcanmaz. 
    Bedeninizi enerjinizi kontrol etmek için kullandığınız bir alet olarak düşünebilirsiniz. Beden enerji üretir, biriktirir ve sonra bu enerjiyi kullanır. Bu enerji en etkili biçimde nasıl üretip biriktirileceğinizi, sonrasında nasıl kullanabileceğinizi biliyorsanız istediğiniz kadar zenginlik yaratabilirsiniz. Eğer iç frekans noktanız ego ise ve sürekli başkalarından onay bekliyorsanız enerjinizi boşa harcıyorsunuz demektir. İç referans noktası ruhunuzsa, eleştirilere açıksanız, sorunlardan korkmuyorsanız sevginin gücüne güvenerek bu enerjiyi büyük bir yaratıcılıkla bolluk, bereket ve olgunlaştırmak için kullanabilirsiniz. 
En az çaba yasasının 3 unsuru vardır;
Az çaba çok iş
  1. Kabul Etmektir; Bugün ne olursa olsun insanları, durumları ve koşulları olduğu gibi kabul edeceğim. Biliyorum ki 'şu an' olması gerektiği gibidir. Çünkü tüm evren şu an olması gerektiği gibidir. Şu an ile mücadele ediyorsanız aslında tüm evrenle mücadele ediyorsunuz demektir. Onun yerine bugün bir karar vererek şu an ile mücadele etmeyi bırakmak gerekir. Şu an her şeyi olduğu gibi kabul etmelisin, olmasını istediğiniz gibi değil. Bu çok önemlidir. Şu anı olduğu gibi kabul etmek, şu anı tam ve bütün olarak kabul etmektir. Gelecekte ki bazı şeylerin farklı olmasını dileyebilirsiniz, ancak şu an her şeyi olduğu gibi kabul etmeniz gerekir. Bir insan veya durumdan dolayı kırgın hissettiğinizde bu durumun size hissettirdiğine göre tepki veririz. Bunlar bizim duygularımız ve duygularımız da kimsenin hatası değildir. Bir şeyi olduğu gibi kabul etmeyi öğrenirsek problem olarak gördüğümüz her olay ve durum içinde sorumluluk almayı öğreniriz.
  2.  Sorumluluk; yani olaylar karşısında hiç bir şeyi kendimiz dahil hiç kimseyi şuçlamamak demektir. Bir durum veya problemi olduğu gibi kabul ederek bu duruma yaratıcı bir karşılık verebilme yeteneğidir. Sorumluluk, her problem içinde fırsat tohumları barındırır ve bu farkındalık sizin  ancak, daha iyi bir duruma dönüşmenize yardımcı olur. Böylece üzücü durumlar yeni ve güzel şeylerin yaratılabilmesi için fırsat olur. Gerçeklik sadece bir yorumlamadır ve bu şekilde yorumlamayı seçerseniz etrafınızda birçok öğretmeni, evriminizde yardımcı olacak bir çok fırsatınız olacaktır.
  3.  Savunmasızlıktır; kendi fikirlerinizi başkalarına ikna etme veya inandırmaya ihtiyacı duymuyorsunuz demektir. İnsanlar zamanlarını % 95'ni kendi fikirlerini savunmakla geçiriyorlar. Kendi fikirlerimizi savunmaktan vazgeçtiğinizde daha önce boşa harcadığınız çok büyük bir enerjiyi geri kazanmış olacaksınız.Savunmaya geçer, başkalarını suçlar, kabullenemez ve kendinizi yaşadığınız ana teslim edemezseniz, hayatınız büyük bir dirençle karşılaşır. Fırtına da meşe kadar sert olmak yerine, fırtınaya uyum sağlayarak eğilen ve hayatına devam eden saz gibi olun. Fikirlerinizi savunmaktan vazgeçin. Savunacak bir fikriniz olmadığında tartışmanın doğmasına izin vermemiş olursunuz. Bunu başarırsan şu anı yaşamaya başlarsın ki bu büyük bir hediyedir. Şu ana kucak açarsan, onunla bütünleşirsen ,içinde bir ışık, ateş hissedersin. Savunmaları bir kenara bırakarak kendini suçlu, yaralı hissetmeye bir son vereceksiniz. Böylece kalbinde bir hafifleme, derdi kaderi bir kenara bırakacak özgürlüğü ve mutluluğu hissedeceksin. Hayatın diretme ve sürtüşmenin olmadığını bir yolu izlemeye adayın. Bu yol, doğanın mükemmel zekasının hiç bir uyuşmazlık ve çaba olmadan kendiliğinden açılan yoludur. 
    Kabul etme, sorumluluk ve savunmasızlığın mükemmel kombinasyonunu deneyimlediğinizde hayat size çabasız bir kolaylıkla akacaktır.


Yorumlar

Popüler Yayınlar